2025 Küresel Borç Seviyeleri ve Kriz Riski
Küresel Borç Yükü Tarihi Zirvede
2025 yılı itibarıyla dünya genelinde kamu ve özel sektör borçları tarihi rekor seviyelere ulaştı. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, küresel borç stoğu dünya GSYİH’sının %340’ına yükseldi. Pandemi sonrası toparlanma sürecinde genişleyici mali politikaların devam etmesi ve yüksek faiz ortamına rağmen borçlanmanın sürmesi, bu artışın temel sebepleri arasında yer alıyor.
Gelişmiş Ülkelerde Borç Dinamikleri
ABD, Japonya ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi gelişmiş ekonomiler, 2025 yılında yüksek kamu borç yükü ile karşı karşıya kaldı. ABD’de kamu borcu GSYİH’nın %130’unu aşarken, Japonya’da bu oran %260 seviyelerine ulaştı. Avrupa’da ise özellikle İtalya, Fransa ve Yunanistan gibi ülkeler yüksek borç oranlarıyla mali disiplin tartışmalarının merkezinde yer aldı.
Gelişmekte Olan Ülkeler ve Borç Riski
Gelişmekte olan ülkeler, doların güçlü seyri ve yükselen faiz oranları nedeniyle dış borç geri ödemelerinde ciddi baskı altında kaldı. Türkiye, Arjantin, Güney Afrika ve bazı Asya ülkeleri, döviz cinsinden borçlarını çevirmekte zorluk çekti. 2025 yılında bazı gelişmekte olan ülkelerde temerrüt riskinin arttığı ve IMF destekli kurtarma programlarının devreye girdiği görüldü.
Kurumsal Borçlar ve Finansal Sistem Üzerindeki Baskı
Şirket borçluluğu da 2025’te önemli bir kırılganlık unsuru oldu. Özellikle teknoloji, inşaat ve enerji sektörlerinde aşırı borçlanan şirketler, yavaşlayan büyüme ve sıkılaşan kredi şartları nedeniyle ödeme güçlükleri yaşamaya başladı. Bu durum, finansal sistemde likidite sıkışıklıklarına ve kredi daralmalarına yol açtı.
Faiz Artışlarının Etkisi
Merkez bankalarının enflasyonla mücadele için 2023 ve 2024 yıllarında uyguladığı faiz artırımları, borçlanma maliyetlerini ciddi şekilde yükseltti. 2025 itibarıyla faizlerin yüksek seviyelerde kalması, borç servis yükünü artırdı ve özellikle kırılgan ekonomilerde büyüme üzerinde baskı oluşturdu.
Kriz Riski ve İleriye Yönelik Beklentiler
Uzmanlar, küresel borç seviyelerinin sürdürülemez boyutlara ulaşmasının, potansiyel bir finansal krizi tetikleyebileceği konusunda uyarıyor. Ancak 2025 yılında sistemik bir çöküş ihtimali düşük görülüyor; bunun yerine, lokal ve bölgesel borç krizleri yaşanması daha olası senaryolar arasında. Borç sürdürülebilirliği için yapısal reformlar, mali konsolidasyon ve büyüme odaklı stratejiler önümüzdeki dönemde kritik olacak.