Merkez Bankası Faiz Kararı Beklentileri ve Piyasalara Etkisi
2025 yılının ikinci çeyreğine girerken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) alacağı faiz kararları, ekonomi çevrelerinde ve piyasalarda her zamankinden daha fazla merak uyandırıyor. Enflasyonla mücadele kapsamında izlenen sıkı para politikası, özellikle 2024 sonu itibarıyla yüksek faiz düzeylerinin korunmasıyla öne çıkmıştı. Bu sürecin 2025’te nasıl devam edeceği, hem reel sektör hem yatırımcı nezdinde beklentileri şekillendiriyor.
Politika Faizi Mevcut Durum: Yüksek Seyir Devam Ediyor
Nisan 2025 itibarıyla politika faizi %45 seviyesinde tutulmaya devam ediliyor. TCMB, son üç Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz oranını sabit bırakmış ve sıkı duruşun korunacağına dair yönlendirmelerini sürdürmüştür. Gerekçe olarak ise kalıcı fiyat istikrarına ulaşmadan gevşemeye gidilmeyeceği vurgulanmaktadır.
Bu politika, kısa vadede tüketim harcamalarının yavaşlamasını, kredi genişlemesinin kısıtlanmasını ve enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınmasını hedeflemektedir. Ancak bu sıkı duruş, aynı zamanda ekonomik aktiviteyi yavaşlatan bir etki yaratmakta, özellikle iç talebe dayalı sektörlerde daralmayı beraberinde getirmektedir.
Enflasyon ve Faiz Arasındaki Denge
Nisan ayı itibarıyla yıllık enflasyon %67,9 düzeyinde seyretmekte. Enflasyonun halen hedefin çok üzerinde olması, TCMB’nin faiz indirimi konusunda acele etmeyeceğini gösteriyor. Piyasa oyuncuları da bu doğrultuda faizlerin en erken üçüncü çeyrekte kademeli olarak düşürülmeye başlanabileceğini öngörmektedir.
Ancak burada dikkat çeken nokta, beklentilerin yönetimidir. Eğer enflasyon beklentileri bozulursa, Merkez Bankası’nın faizleri bu seviyede daha uzun süre tutması gerekebilir. Bu da özellikle yatırım planlaması yapan özel sektör firmaları için öngörülebilirliği zorlaştırmaktadır.
Faiz Kararının Piyasalara Etkisi
Borsa İstanbul (BIST): Yüksek faiz ortamı, kısa vadede BIST üzerinde baskı oluşturuyor. Özellikle bankacılık ve tüketiciye dönük sektörlerde değer kayıpları yaşanırken, savunma sanayi, enerji ve döviz geliri yüksek şirketler daha dirençli performans sergiliyor. Ancak faiz indirimi beklentisi oluştuğu anda Borsa İstanbul’da yukarı yönlü sert hareketlerin görülmesi muhtemel.
Döviz Kurları: Faiz kararları doğrudan döviz kurları üzerinde etkili olmaya devam ediyor. Şu anda TCMB’nin sıkı duruşu, TL’nin göreceli istikrarını korumasına yardımcı oluyor. Ancak faiz indirimi sinyali verildiğinde, kur üzerinde yeniden yukarı yönlü baskı oluşabilir. Bu nedenle TCMB’nin iletişimi ve faiz kararlarına dair zamanlaması oldukça kritik.
Tahvil ve Bono Piyasası: Uzun vadeli tahvil faizleri, politika faizine göre şekilleniyor. Mevcut durumda getiri eğrisi yatay ve sıkı görünümde. Ancak piyasalar, faiz indirimi beklentisini fiyatlamaya başlarsa, tahvil faizlerinde düşüş görülebilir. Bu da yatırımcıların portföy tercihlerinde değişikliklere neden olacaktır.
Altın ve Kripto Piyasaları: Yüksek faiz ortamı, yatırımcıları alternatif getiri arayışına itiyor. Bu süreçte altın ve kripto varlıklar, spekülatif hareketlerle birlikte değerlendiriliyor. Faizlerin düşmesi hâlinde bu araçlara olan ilgi daha da artabilir.
Yatırımcı Beklentileri ve Merkez Bankası İletişimi
Piyasalarda belirsizlik kadar, merkez bankasının şeffaflığı da önem taşıyor. TCMB, sıkı para politikası sürecinde düzenli olarak enflasyon raporları, beklenti anketleri ve faiz kararı metinleri ile piyasaları yönlendirmeye çalışıyor. Bu iletişimin sürdürülmesi, piyasaların güvenini korumak açısından hayati önem taşıyor.
Yatırımcıların büyük bölümü, Merkez Bankası’nın 2025 yılı sonuna kadar faizleri %30–35 bandına kadar çekmesini bekliyor. Ancak bu, enflasyonun yıl içinde düşme hızına ve dış şoklara bağlı olarak değişebilir. Jeopolitik riskler, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve döviz kuru şokları bu süreci hızlandırabilir veya yavaşlatabilir.
Sonuç: İstikrar mı, Büyüme mi?
Merkez Bankası’nın faiz politikası, bir yandan enflasyonla mücadeleyi merkeze alırken, diğer yandan ekonomik büyüme üzerindeki baskıyı artırıyor. Bu dengeyi sağlamak kolay olmasa da, uzun vadeli fiyat istikrarının sağlanması için sabırlı ve kararlı bir duruş gerekiyor.
Önümüzdeki PPK toplantısı, piyasalar tarafından büyük bir dikkatle izlenecek. Faizlerde herhangi bir değişiklik olmasa dahi, verilecek mesajlar, yılın geri kalanı için yol haritası niteliği taşıyacak.